Gerçekler üzerine düşünceler
1. Eski Yunan sofistlerinden gelen bir iddia vardır: “Dünyada yeni bilgi elde etmek olanaklı değildir, çünkü bir bilgi gerçekten yeni ise, bilinen gerçeklerle ilgisi yoktur. O zaman onun doğru, ya da yanlış olduğunu nasıl anlayacağız?” derler. Bilim, bu safsatayı eylemle aşar: Yeni gözlemler, yeni deneyler bize yeni gerçekler tanıtır.
2. Yeni bilimsel gerçekleri bulan insanlar, bazen çok şey bilenler arasından, ama çok kez, nelerin olmayacağını bilmeyenler arasından çıkar.
3. Doğruları yanlış anlatmak kolaydır. Yanlışları doğru anlatmak güçtür. Tıpkı güzeli çirkinleştirmenin kolay, çirkini güzelleştirmenin zor olması gibi.
4. Bir siyasetçiyi dinlerken bazen, “ne güzel konuşuyor, bir de söyledikleri doğru olsa.” deriz. Bazen de, aklımızdan geçen, “doğru söylüyor ama ne kadar etkisiz konuşuyor.” demek olur. Unutulmayan sözler, hem güzel söylenen, hem de bir gerçeği yansıtan sözlerdir.
5. Bir gerçeği sürekli saklayamayız. Tüm gerçekler görünmez bağlarla birbirlerine bağlıdır. Herhangi birinden yola çıkanlar, sonunda aradıklarını bulurlar. Yeter ki ömürleri ve sinirleri bu yolculuğa dayansın.
6. Buluşta, zekanın, bilinç üstü ve bilinç altı imgelemin, cesaretin, sürekli uğraşmanın rolleri vardır. Ama bütün bunları seferber edip sonuca götüren etken irade gücü, onun da kamçısı meraktır. Merak ve irade olmadan buluş yapılamaz.
7. Yeni bir bilimsel gerçeği bulmak başka hiç bir biçimde elde edilemeyecek bir mutluluk duygusu verir. Çünkü yeni bir gerçek bulan insan artık evrenin sırdaşı olmuş, ölümsüzlüğe kavuşmuştur.